İSTANBUL (İGFA) – Obezite teşhisinin hastanın kilosunun, uzunluğunun ve bel çapının ölçülmesi ile konulduğunu söz eden Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Hümeyra Bozoğlan, obezite teşhisinde ve derecelendirmesinde en yaygın kullanılan kriterlerden birinin kişinin uzunluk ve kilosu ile hesaplanan Vücut Kitle İndeksi olduğunu kaydetti.
18 yaş üstü yetişkinlerde BKİ’nin 30 kg/m2 üstünde olması obezite olarak tanımlanacağını belirten Dr. Bozoğlan, obeziteyi değerlendirirken kullanılan başka değerli bir kriterin de bel etrafı olduğuna dikkati çekerek, “Bel etrafının erkeklerde 102 cm, bayanlarda 88 cm üzerinde olması, abdominal obezite varlığını gösterir” dedi.
Obezitenin genetik, çevresel, davranışsal ve hormonal faktörlerin karmaşık bir etkileşimi sonucu ortaya çıktığını lisana getiren Uzm. Dr. Hümeyra Bozoğlan, hormonal hastalıkların ve metabolik faktörlerin de obeziteyi tetikleyebildiğini söyledi.
Günümüzde çağdaş hayatın hayatımıza getirdiği değişikliklerin de katkısıyla obezite görülme sıklığının her geçen gün arttığını söyleyen Uzm. Dr. Hümeyra Bozoğlan, sadece yetişkinlerde değil, çocukluk ve adolesan devirlerde de obezitenin daha sık görüldüğünü belirterek, “Tahminlere nazaran dünya genelinde yetişkin nüfusta obezite görülme sıklığı yüzde 13, fazla kilo görülme sıklığı ise yüzde 39’dur. Buna nazaran dünya genelinde yaklaşık 650 milyon bireyde obezite bulunduğu varsayım edilmektedir. Dünyada olduğu üzere, Türkiye’de de obezite halk sıhhatini kıymetli ölçüde tehdit eden ve sıklığı giderek artan bir sorun haline gelmiştir. Araştırmalar obezite oranının ülkemizde yüzde 30’un üzerine çıktığını ve Avrupa’da obezitenin en fazla görüldüğü ülke pozisyonuna geldiğimizi göstermektedir.” diye konuştu.