ANKARA (İGFA) – Birlik ve Dayanışma Sendikası 3 No’lu Şube Disiplin Kurulu Üyesi Hemşire Canan Şahin, Ankara Vilayet Sıhhat Müdürlüğü önünde ortak basın açıklaması yaptı.
Sağlık Bakanlığı’nın, 1 Kasım’da yürürlüğe giren Aile Hekimliği Kontrat ve Ödeme Yönetmeliğine reaksiyon gösteren Şahin, açıklamasında, tarumar edilen özlük hakları ve kendilerini görmezden gelen Bakanlığa karşı seslerini duyurmak için bir ortaya geldiklerini söyledi. Şahin, Aile Sıhhati ebe-hemşirelerine yapılan zorbalık ve haksızlığa karşı yüksek sesle haykırdıklarını belirterek, “SESİMİZİ DUYAN VAR MI??? Enflasyon canavarının altında ezilen hak edişlerimiz sizlere yetmemiş olacak ki yoksulluk hududuna yaklaşamayan maaşlarımızı açlık hududuna çekmek için var gücünüzle çalışıyorsunuz.” dedi.
Aile sıhhati ebe-hemşirelerinin mali kayıplarının en büyük sebebi olan 5258 Sayılı Aile Hekimliği Kanunu’nda yer alan Aile Sıhhati Çalışanı Kontratlı Tavan Fiyatın 1.5 katından 3 katına çıkarılması elzem olduğunu söz eden Şahin, aksi takdirde hak edişlerin tavana takıldığını ve emeğin karşılığını almalarının mümkün olmadığını söz ederek ,”Aile Hekimliği Ödeme ve Kontrat Yönetmeliğinde görevlendirmelerde yzüde 25 ibaresinin yüzde 50 olarak uygunlaştırılması gerekmektedir. Bu oran, tavan kat sayısı 1.5 olduğundan, tavana takılmakta ve müspet üzere görülen değişiklikler askıda kalmaktadır. Misyon yetki ve sorumluluklarımız dışında kalan işlerden yüzde 0.5- yüzde 4 ortasında değişen oranlarla teşvik ödemesi kabul edilebilir bir durum değildir.” diye konuştu.
Şahin, “Kamuya olumlu bir gelişme olarak duyurulan aile hekimliği tavan nüfuslarının 3 bin 500’e düşürülmesi, kişi katsayı oranlarının değiştirilmemesi nedeniyle bizleri hak kaybına uğratmaktadır. Entegre Aile Hekimliği Çalışanları, hak edişlerini eksiksiz alabilmek için gereksinim olmadığı halde nöbet tutmaya zorlanmakta, nöbet müsaadesi kullandırılmamakta ve nöbet sonraki mesaiye devam etmeye zorlanmaktadır. Aksi halde yeniden fiyat kesintisine maruz kalmaktadırlar” dedi.
Şahin, “Beyaz ıslahatın, yaşanan sıhhatte şiddet olaylarının önlenmesinde bir tesirinin olmadığı apaçık ortadayken, can güvenliğimizin sağlanmadığı, hiçbir güvenlik tedbirinin alınmadığı ortamlarda çalışmak istemiyoruz. Şiddete uğrama endişesiyle birlikte, zulüm yönetmeliğiyle getirilen mukavele feshi tehdidini daima ensemizde hissederek, iş garantimiz olmadan çalışmak istemiyoruz. Bir sefer daha haykırıyoruz: Profesyonel bir meslek olan ebe ve hemşirelerin isminin bile anılmadığı bir sistemde, eleman ya da çalışan denilerek küçümsenmeyi reddediyoruz! Bakanlığımızın, varlığımızı kuşkuya düşürecek kadar bizi yok saymasını kabul etmiyoruz! Haksızlığınıza, hukuksuzluğunuza asla boyun eğmiyoruz!” dedi.