İSTANBUL (İGFA) – Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Barış Metin, zihinsel işlevlerdeki bozuklukları tanımlamak için kullanılan ‘beyin sisi’ hakkında bilgi verdi.
Beyin sisinin, tanınan kültürde sıkça duyulmaya başlanan bir terim olduğunu lisana getiren Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Barış Metin, “Beyin sisi bilimsel ya da tıbbi olarak bir hastalık değildir. Daha çok insanların kendi zihinsel işlevleriyle ilgili algıladıkları bir sıkıntıya halk lisanında verdikleri bir isimdir.” dedi
Her insanın kendi zihinsel yeteneğindeki azalmayı fark etmesinin bir hastalık manasına gelmediğine dikkat çeken Prof. Dr. Barış Metin, “Bazen insanların kendilerinden çok yüksek performans beklentileri olabiliyor. Bu türlü durumda yüksek performans beklentisini karşılayamamak da bir rahatsızlık üzere algılanabiliyor. Bazen bunun altından farklı bir rahatsızlık da çıkabiliyor. Bu nedenle araştırmak gerekiyor. Beşerler ‘ben eskisi kadar dikkatimi yoğunlaştıramıyorum, eskisi kadar başım süratli çalışmıyor, hafızam eskisi kadar güçlü değil, güya bu türlü uykudan uyanamamışım üzere hissediyorum, sağlıklı düşünemiyormuş üzere hissediyorum’ üzere şikayetlerle bize başvurabiliyor ve bu tip şikayetler beyin sisini tanımlıyor. Biz bu şikayetleri duyduğumuz vakit altta yatan nedenleri düşünmeye başlıyoruz.” açıklamasını yaptı.
Depresyon ve anksiyetenin beyin sisi üzerindeki tesirine değinen Prof. Dr. Barış Metin, bu bozuklukların bilhassa beynin ön bölgesini etkilediğini söyledi.
“Bu durumu, yapılan nörogörüntüleme tetkiklerinde görebiliyoruz” diyen Prof. Dr. Metin, “Depresyon ve anksiyete hastalarında beynin ön bölgesinde, yani frontal loblarda yavaşlama görülüyor. Frontal loblar da beynin karar verme ve hatırlama ile ilgili bölgeleri olduğu için depresyon ve anksiyete bozukluğu olan beşerler bilhassa hafıza bozukluğu yaşayabiliyor. Hafıza bozukluğu şahıslar tarafından beyin sisi olarak da algılanabiliyor. Yani, depresyon ve anksiyete bozukluğu olan bireyler gerçek zihinsel kapasitesini frontal lob etkilenmesine bağlı olarak kullanamayabilir. Bu nedenle günlük hayatında performans düşüklüğü yaşayabilir” dedi.
SIK HAYAL GÖRMEK BEYİN SİSİ İLE BAĞLANTILI…
Sık hayal görmenin beyin sisiyle bir ilişkisi olup olmadığına da açıklık getiren Prof. Dr. Barış Metin, “Sık hayal görmek, aslında uyku kalitesinin bozuk olduğunu gösteriyor. Aslında her gece hayal görüyoruz, düşümüzü hatırlamamız uykumuzun bölündüğü manasına geliyor ki o bölündüğü sıralarda uyandığımız için rüyayı hafızaya kaydediyoruz. Sık düş gören insanların çoklukla uyku kalitesi düşüktür. Bu durumun nedeni uyku apnesi, depresyon yahut farklı bir rahatsızlık da olabilir. Bunların hepsi beyin sisi ile ilişkili rahatsızlıklardır.” diye konuştu.