Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan, Menteşe Spor Salonu’nda düzenlenen Muğla 8. Olağan Vilayet Kongresi’nde yaptığı konuşmada, Palandöken Dağı’nda idman yaparken çığ düşmesi sonucu vefat eden mili atlet Emre Yazgan’a Allah’tan rahmet diledi.
Yazgan’ın ailesine başsağlığı ve sabır dileyen Erdoğan, Judo Genç Ulusal Ekibi’ne geçmiş olsun dileklerini iletti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün vilayet kongrelerini yapan Burdur, Hatay, Iğdır, Isparta, Karabük, Kastamonu, Kilis, Tunceli, Osmaniye ve Zonguldak’taki yol ve dava arkadaşlarına sevgilerini gönderdi.
AK Parti’ye emek vermiş olup da vefat eden dava arkadaşlarına rahmet dileyen Erdoğan, hizmet nöbetini devreden ve sürdürenlere emekleri için teşekkür etti.
Erdoğan, Muğla’nın insanlarının her birinde Menteşe beyefendilerinin asaleti, Türkmen ve Yörük delikanlılarının heyecanı ve sevdası olduğunu söyledi.
“MUĞLA’NIN DEMOKRASİ UĞRAŞI MİLLETİMİZ İÇİN GURUR KAYNAĞIDIR”
Milli gayrette, işgalcilere bu bölgeyi dar eden Efelerin gönül kimliğinin, Muğlalıların ruhunda ve cisminde tüm canlılığıyla yaşadığını vurgulayan Erdoğan, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Ege Bölgemizin vilayetleri içerisinde İstiklal Harbi’nde en fazla şehidi Muğla verdi. Gençler, fedailer müfrezesinin, yiğitlerinin evlatları olarak şehitlerimizin emaneti vatan topraklarının korumasını bugün sizler yapıyorsunuz. Bu vesileyle birinci fetihlerden terörle uğraşa kadar Muğla’mızın verdiği şehitleri rahmetle, şükranla yad ediyorum. Ruhları şad, yerleri cennet olsun. Muğla’nın vatan müdafaası kadar demokrasi çabası de bizler için, milletimiz için gurur kaynağıdır. Sizlerin, çok partili hayata geçişimizde verdiğiniz desteği, Demokrat Parti saflarında nasıl yiğitçe durduğunuzu milletimiz çok yeterli bilir. AK Parti’nin kuruluşundan beri de bizi yalnız bırakmadınız. Girdiğimiz hiçbir çabada dayanağınızı eksik etmediniz. Gelişmenin, kalkınmanın, büyümenin, huzurun, refahın değerini Muğla pek uygun bilir.”
“Ufku, burnunun ucunu görmeye yetmeyenlerin kifayetsizliklerinin bedelini Muğlalıların tamamı ödemek mecburiyetinde değildir. İnanıyorum ki önümüzdeki periyot Muğla, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun, eser ve hizmet siyasetimizin büyük ve güçlü Türkiye davamızın yanında daha güçlü biçimde yerini alacaktır.” diyen Erdoğan, gelecek kuşaklara bırakacakları en büyük mirasın Türkiye Yüzyılı vizyonunu adım adım hayata geçirmek olacağını lisana getirdi.
“BU TOPRAKLARI VATANIMIZ KILMAK İÇİN ÇOK FEDAKARLIK YAPTIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Muğla’dan yükselen samimi coşkunun, dalga dalga başka 80 vilayeti sarmakla kalmayacağına, sonlar ötesindeki dost ve kardeşlere umut kaynağı olacağına inandıklarını söz etti.
Coğrafyadaki bin yıllık varlıklarının her anının kesintisiz bir uğraşla geçtiğini vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
“Nice medeniyetlerin doğduğu, yükseldiği ve battığı bu toprakları vatanımız kılmak için çok fedakarlık yaptık. Çok ter döktük, çok kan akıttık. Dişimizle, tırnağımızla elde ettiğimiz kazanımları korumak için gerektiğinde canımızı ortaya koymaktan çekinmedik. Tüm bu süreç içerisinde, yalnızca dışarıdan gelen taarruzları göğüslemekle kalmadık. Birebir vakitte içerideki gaflet, dalalet hatta ihanet odaklarıyla da uğraştık. Tarihe baktığımızda, Osmanlı’nın Avrupa içlerine hakikat sürdürdüğü ilerleyişinin çabucak her safhasında evvel geriye dönüp ardını sağlama alma muhtaçlığı duyduğunu görüyoruz. Osmanlı’nın son periyodunda asırlarca bir ortada yaşadığımız kimi kısımların nasıl müstevlilerin kuklası haline dönüştüğüne şahit olduk. Cumhuriyet devrinde, kendi ülkesinin potansiyeline, halkının bedellerine düşman mankurtların yol açtığı tahribatların bedelini ödedik.”
“EN BÜYÜK CANİLER, İNSANLARIN UMUDUNU ÖLDÜRENLER, BUNA TEŞEBBÜS EDENLER”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün de yalnızca kendi çıkarları uğruna insanların özgüvenini kırmaya, global, siyasi ve toplumsal hücumlar karşısında savunmasız bırakmaya çalışanların olduğunu lisana getirdi.
Rus müellif Dostoyevski’nin, “Hiç insan öldürmediği halde bir katilden daha cani beşerler gördüm. Umudumuzu öldürenleri gördüm.” dediğini anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:
“En büyük caniler, insanların umudunu öldürenler yahut buna teşebbüs edenlerdir. Yaşadığımız süreksiz külfetleri, güya dünya yıkılmış biz de altında kalmışız edasıyla anlatanların gayesi asla milletimizin kederiyle dertlenmek değildir. Bunların heybelerinde, ülkenin ve milletin meseleleriyle ilgili en küçük bir tahlil paketi yoktur. Daha kıymetlisi bu türlü bir niyetleri, çabaları, hazırlıkları da bulunmuyor. ‘Ver ki yiyen, ört ki yatan, gözle canı çıkmasın’ zihniyetiyle yıllardır milletin umudunu, gücünü tüketenlerin bu ülkede dikilmiş tek bir ağaçları olmadığını en uygun sizler biliyorsunuz. Yaptıkları hiçbir eser ve hizmet olmadığı halde başları karıştırmakta, kabadayılık taslamakta, hengame çıkarmakta maşallah pek beceriklidirler.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kelamlarına şöyle devam etti:
Türkiye’nin AK Parti’nin eser ve hizmet siyasetiyle demokrasi ve özgürlük reformlarıyla ülkemize nasıl çağ atlattığını kim inkar edebilir?
“CHP, ULUSALLIKTAN VE YERLİLİKTEN GİDEREK UZAKLAŞIYOR”
Mahalli yönetim seviyesinde yıllardır yönettikleri yerleri altyapısı ve üstyapısıyla nasıl geri bıraktıklarını buna karşılık imkanlarını nasıl yağmaladıklarını cümle alem biliyor. Üstelik son periyotta bu yağmaya bölücü terör örgütü ile irtibatını bir türlü kesmeyenleri de ortak ettiler. Kendi işlerindeki hengamenin temelinde de işte bu rant arbedesi var. Evet kimden bahsediyorum? CHP’den bahsediyorum. Gerçi bu partiden kelam açılınca insanın aklına ister istemez hangi CHP diye bir soru geliyor.
Kendi içlerinde ne yapacakları onların bileceği iş. CHP tek parti faşizminden beri milletle hengameli bir partiydi. Lakin son periyotta işi artık ülkemize yönelik global projelerin taşeronluğunu üstlenmeye kadar vardırdılar. Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada giderek aktif bir güç haline gelmesinden rahatsız olanların içerideki aparatı haline dönüştüler. Her geçen gün tabana batmalarına karşın maalesef bunlardan en küçük bir kendini düzeltme emaresi de göremiyoruz. CHP’nin tüm bünyesini saran bu gaflet haline her alanda şahit oluyoruz.
Mesela Türkiye güney sonlarının güvenliği için hudut ötesi harekatlar yapıyor. Karşımıza kim çıkıyor; CHP. Türkiye Akdeniz’deki çıkarlarını korumak için Libya’da konum alıyor. Karşımıza kim çıkıyor; CHP. Türkiye Rusya, Ukrayna savaşından Filistin’de yaşanan trajediye kadar bölgesindeki tüm çatışmalarda dünyanın takdirini kazanan tavırlar geliştiriyor. Karşısına yeniden CHP çıkıyor. Türkiye Türk dünyasının siyasi, kültürel, toplumsal, askeri, beşeri birliğini sağlayacak tarihi adımlar atıyor karşısına tekrar CHP çıkıyor. Türkiye Afrika’dan Güney Amerika’ya kadar geniş bir alanda kazan kazan aslına dayalı açılımlara girişiyor, karşısına yeniden CHP çıkıyor.
Uluslararası çabucak her mevzuda ülkesi yerine diğerlerinin safında yer almayı alışkanlık haline getiren CHP, ulusallıktan ve yerlilikten giderek uzaklaşıyor.
“ÖZEL’İN KIRDIĞI POTLARI ÜST ÜSTE KOYSAK BURADAN HALEP’E YOL OLUR”
Eski genel liderleri gerçeklerden kopmuş bir formda eline FETÖ’cülerin tutuşturduğu argümanlarla 13 yıl güya siyaset yaptı. Şimdiki genel liderleri da palavra yanlış bilgiler içeride ve dışarıda karşılığı olmayan vehimler ve komplo teorileri üzerinden siyaset yapıyor. Sayın Özel’in iç ve dış siyasette kırdığı potları üst üste koysak buradan Halep’e yol olur. Birinci başta milletimizi ve gençlerimizi eğlendiriyordu. Fakat artık komik bile değil. Türkiye üzere güçlü bir ülkenin ana muhalefet önderinin kendini bu durumlara düşürmesi Türk siyaseti ismine utandırıcıdır.
Ülkenin muhtaçlığı olan her konuda vizyonu olan parti ve ittifak biziz. Bölgemizde ve dünyada yaşanan gelişmeleri en doğru şekilde okuyan parti ve ittifak biziz. Kelamını suya değil milletin gönül defterine yazan parti ve ittifak biziz. Milletimizin yaşadığı zahmetleri çözme noktasında iradesi, çabası, reçetesi olan parti ve ittifak yeniden biziz.
Son 22 yılda 302 milyar lira fiyatında yatırım yaptık Muğla’ya. Muğla’yı kalkındırmaya devam edeceğiz.