DENİZLİ (İGFA) – Anadolu’nun Türk yurdu olmasında büyük değeri bulunan 7-8 Ocak 1148’de Alman ve Fransız ordularından oluşan II. haçlı seferine karşı kazanılan tarihi zaferin anma programı Cankurtaran Ulusal Parkı Piknik Alanı’nda yapıldı. Programa Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, Pamukkale Kaymakamı Uğur Bulut, Serinhisar Belediye Başkanı Osman Kılıç, Pamukkale Belediye Lider Yardımcısı Himmet Yavaş, Merkezefendi Belediye Lider Yardımcısı Osman Bartal, Vilayet Kültür Turizm Müdürü Hüdaverdi Otaklı, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Özgür Başkurt, gaziler, davetliler ve çok sayıda vatandaş katıldı. Program, Denizli Büyükşehir Belediyesi Bando Takımı’nın çaldığı kahramanlık marşları eşliğinde şehitler için düzenlenen hürmet yürüyüşü ile başladı. Yürüyüşün akabinde hürmet duruşunda bulunulup, İstiklal Marşı okundu. Program kapsamında Türk Ocağı Denizli Şube Lideri Prof. Dr. Turgut Tok, 877 yıl evvel yaşanan Kazıkbeli Savaşı ile ilgili bir sunum gerçekleştirirken, bu özel aktifliğe emek veren herkese teşekkür etti. Anma programı kapsamında ressam Orhun Kara tarafından hazırlanan Kazıkbeli Savaşı ve Türk tarihine damga vurmuş olayları anlatan fotoğraf standı ile Kazıkbeli Savaş Kalıntıları Standı de beğeniye sunuldu.
“Kendi ikbalimizi değil…”
Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu ise, Kazıkbeli Savaşının çok büyük bir tarihî değere sahip olduğunu söz ederek, bir diğerinin hükmettiği bir toplum olmaktan uzak kalmanın yolunun tarım, hayvancılık, sanayi, turizm ve bilimde kendi kendine yeten ve üreten bir toplum olmaktan geçtiğini söyledi. Lider Çavuşoğlu, “Bu coğrafyada yaşayan ecdadımızın kanıyla, canıyla bu mirası bıraktıkları biz evlatları olarak kendi ikbalimizi değil, toplumsal birliğimizin ve dayanışmamızı büyütecek çabası göstermemiz gerekiyor” dedi.
Başkan Çavuşoğlu’ndan birlik ve dayanışma vurgusu
Geçmişten bugüne milletin birlik ve beraberliğine göz koyanlara takviye olan ve içeriden işbirliği yapanların olduğunu anımsatan Lider Çavuşoğlu, “Geleceğe, huzurlu günler seyahatine çıkanlarla omuz omuza dayanışmamız gerekiyor. Belimize kılıç takıp savaşa gitmek değil, ilimiyle, bilimiyle kendi kendine yeten, diğerlerine muhtaç olmayan bir toplumu inşa etmek ve daima bir arada üretmek ve dayanışmak zorundayız. Bizleri rengimize, lisanımıza, dinimize, mezhebimize ayırmaya çalışanlara inat, yalnızca birbirimizi insan olarak görüp Türkiye Cumhuriyeti sonları içerisinde kardeşçe yaşamaya çalışmak en büyük sorumluluklarımızdan biridir. Umut edelim, dileğimiz bundan sonra bir daha kılıç kuşanılmasın, silah sıkmak zorunda kalmayalım. Allah, bizi bir daha Kurtuluş Savaşı vermek zorunda bırakmasın”