ANKARA (İGFA) – Aspendos’ta gün ışığına kavuşan yapıtları toplumsal medya hesaplarından duyuran Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, yeni bir keşfe ait duyuruyu tekrar toplumsal medya hesabından yaptı.
“Zamanın sessiz şahidi Aspendos’ta, yüzyıllardır gömülü kalan figürler gün ışığına kavuştu” diyen Bakan Mehmet Nuri Ersoy, Aspendos Antik Kenti’nde GeleceğeMiras projesi kapsamında süren hafriyatlarda, Roma İmparatorluk Dönemi’ne ilişkin Hermes heykeli gün yüzüne çıktığını açıkladı.
Aynı alanda Aphrodite ve Eros’un başları ile Artemis ve Nemesis’e ilişkin heykel kesimleri da keşfedildiğini belirten Bakan Ersoy, projede emeği geçen Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü çalışanlarına teşekkür ederken, ayağa kaldıracakları bu yapıtların ülkenin kültür ve turizm hayatına güzel olmasını diledi.
Zamanın sessiz tanığı Aspendos’ta, yüzyıllardır gömülü kalan figürler gün ışığına kavuştu.
Aspendos Antik Kenti'nde #GeleceğeMiras projemiz kapsamında süren kazılarda, Roma İmparatorluk Dönemi’ne ait Hermes heykeli gün yüzüne çıktı.
Aynı alanda Aphrodite ve Eros’un başları… pic.twitter.com/Cdv4Hd6z5t
— Mehmet Nuri Ersoy (@MehmetNuriErsoy) March 3, 2025
ZEUS’UN HABERCİSİ HERMES
Bu ortada Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın resmi internet sitesinde Hermes heykeli ile ilgili şu bilgiler mevcut:
Ortaya çıkarılan heykel, Olympos’un baş ilahı Zeus’un habercisi ve rablerin en süratlisi olarak bilinen Hermes’i tasvir ediyor. Hellen mitolojisinde yolların, ticaretin, konukseverliğin, diplomasinin, yarışların ve astronominin ilahı olarak bilinen Hermes, birebir vakitte hırsızlar ile tüccarların, sürülerin ve çobanların koruyucusu olarak da tanımlanıyor. Heykel, sağ elinde bir para kesesi, sol elinde ise omuzundan aşağı hakikat sarkan peleriniyle birlikte tuttuğu kerykeionu (asası) ile betimlenmiş. Sol ayağının yanında ise başı Hermes’e dönük bir koç figürü yer alıyor. Yazıtlı bir düstur üzerinde ayakta duran heykelin yükü sol ayağına verilmiş, sağ ayağı ise dizden yavaşça kırılarak öne atılmış. Hafriyat çalışmalarında modüllü olarak ortaya çıkarılan ve tamamına yakın kısmı gün yüzüne çıkarılan heykel, hafriyat meskeni deposunda birleştirilerek bütüncül haliyle değerlendirildi. Esasıyla birlikte toplam 1,65 metre yüksekliğe ulaşan eser, stilistik özellikleri açısından Roma İmparatorluk Dönemi’ne (MS 2. yy sonu – 3. yy başları) tarihlendirilmektedir.