İSTANBUL (İGFA) – İstanbul’da Beşiktaş Belediyesi önünde toplanan vatandaşlara seslenen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Beşiktaş Belediye Lideri İstek Akpolat’ın gözaltına alınış biçimini sert bir lisanla eleştirmeyi sürdürdü.
ÖZEL: “O İŞ, O KADAR KOLAY DEĞİL”
“Hangi AK Parti belediye liderine bu muamele yapıldı” diye soran Özel, “AK Parti, FETÖ ya da yolsuzluk suçlamasıyla belediye liderlerini istifaya davet etti. Bunların kimi güle oynaya, kimi ağlaya ağlaya, kimi koşa koşa, kimi direne direne, eninde sonunda istifa ettiler. Bir tanesi, bırakın mahpusa girmeyi, bırakın yargılanmayı, tabire çağrıldı mı? Hayır. İstifa ettiriyorsun, yolsuzluk iması ya da FETÖ iması yapıyorsun. ‘Etmezsen mecburen biz yetkimizi kullanırız’ deyip, bu türlü bir durumun olduğunu tescil ediyorsun. Lakin AK Partili diye, alıp kenara ayırıyorsun. Bunların içinde Melih Gökçek bile var. Fakat bir tane soru soran yok, yargılayan yok! Fakat iş CHP’ye gelince, itibarsızlaştırmak için, Beşiktaş’tan başlayıp, adım adım ilerleyerek, hatta Ahmet Özer’den Esenyurt’tan başlayıp, Beşiktaş’la bağlayıp adım adım ilerleyerek, bir türlü bileğini bükemediği, yenemediği, siyaset hayatında ona hiç yenilmemiş olan Ekrem İmamoğlu’na yanlışsız gideceğini sanıyorsa, o iş o kadar kolay değil” diye konuştu.
“Ahmet Özer de, İstek Akpolat da Ekrem İmamoğlu da bu partinin öz evlatlarıdır” diyen Özel, “Onlara siyasi hesaplarla, onlardan siyaseten kazanamadığı için yargı oyunlarıyla, görevlendirdiği bireyleri yargıyı alet ederek, araç ederek, bir savcıyı cellat ederek onlarla baş edebileceğini sanıyorsa, artlarında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi var, artlarında İstanbul var, artlarında Türkiye var, Türkiye var” dedi.
İMAMOĞLU: “BU İŞİN ÖBÜR AÇIKLAMASI YOKTUR!”
“Karşınızda şirazeyi kaçırmış, koltuğu kendi malı üzere gören, milletin malını kendine ilişkin hisseden bir zihniyetle uğraş ediyorsanız, iş daha da zorlaşır” diyen İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu da, eleştirilerinde şu sözleri sarfetti:
“Bakın, hatırlayın; daha dün, 16 milyon insanın iradesiyle, 31 Mart 2019 yılında, sizlerin oylarıyla seçildiğimiz bir seçimi, o denli edip, bu türlü edip, altından girip üstünden çıkıp, uydurarak, kaydırarak, bir de utanmadan ‘çaldılar’ diyerek seçimi iptal etmediler mi? İşte o seçimi iptal eden akıl, niye iptal etti biliyor musunuz? ‘Ben seçimi iptal ederim, tekrar allem ederim, kallem ederim, bu seçimi alırım, işime bakarım, İstanbul bana ait’ dedi. O denli ‘İstanbul benim aşkım’ falan öykü. ‘İstanbul bana ait!’ Bu his, bu bakış açısı, işte bu tek kişilik akıl, memleketimizi bu duruma getirdi. Bugün İstanbul’umuzun kalbi, göbeği, merkezi, onlarca başkonsolosluğun olduğu Beşiktaş, yüzlerce yabancı firmanın, sermayenin olduğu bir Beşiktaş ilçesinde uydurarak, kaydırarak, belirli bir yaşın üstündeki meskenin büyüklerini korkutarak, sabahın köründe, şafak vakti, konut baskını yaparak, ‘Ben adaleti yerine getiriyorum’ diyen bu akıl, tıpkı akıldır. Bu gördüğünüz yerde, bu anlattığım insanların bulunduğu yerde, yaptığı iş, bir koltuğu kaybetmenin hırsıyla, İstanbul’u kaybetmenin hırsıyla, yarın da Türkiye’yi kaybedeceğini bugünden hissettiği dehşetle yapılmış bir adımdır. Bu işin diğer bir açıklaması yoktur”.