İZMİR (İGFA) – Sağlık alanındaki yenilikçi yaklaşımlarıyla Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinden biri olan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), bayan sıhhatine yönelik sunduğu ileri tedavi prosedürleriyle de fark yaratmaya devam ediyor. DEÜ Araştırma Uygulama Hastanesi Bayan Hastalıkları ve Doğum Kliniği’nde, doğuştan rahim ve vajeni olmayan iki hastaya, kapalı usulle vajen oluşturma ameliyatı muvaffakiyetle gerçekleştirildi. Türkiye’de sayılı merkezlerde uygulanan bu çağdaş cerrahi usul, Dokuz Eylül Üniversitesi’nin sıhhat alanındaki öncü rolünü bir sefer daha gözler önüne serdi.
İLERİ CERRAHİ TEKNİK İLE BAŞARI
Dokuz Eylül Üniversitesi Araştırma Uygulama Hastanesi Bayan Hastalıkları ve Doğum Anabilim Kısmı Lideri Prof. Dr. Mehmet Güney, birebir anabilim kolundan Prof. Dr. Ömer Erbil Doğan, Doç. Dr. Onur Yavuz ve Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Kolu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bahar Kuvaki Balkan’ın yer aldığı uzman grup, 21 ve 27 yaşındaki iki hastaya başarılı bir halde kapalı teknikle vajen oluşturma ameliyatı gerçekleştirdi.
Mayer-Rokitansky-Küster-Hauser (MRKH) Sendromu (doğuştan rahim ve vajinanın gelişmemesi) teşhisi konulan hastalar, adet görememe şikâyeti ile DEÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi’ne başvurdu. Yapılan tetkiklerin akabinde, hastalara en çağdaş cerrahi tekniklerden biri olan kapalı yolla vajen oluşturma ameliyatı uygulandı. Bu sistemde hastanın kendi dokusu kullanılarak sağlıklı vajen dokusu oluşturuldu.
HASTA KONFORU VE SÜRATLİ İYİLEŞME
DEÜ Araştırma Uygulama Hastanesi Bayan Hastalıkları ve Doğum Anabilim Kısmı Lideri Prof. Dr. Mehmet Güney, gerçekleştirilen operasyonun ehemmiyetine vurgu yaparak, “Geleneksel metotlara kıyasla daha kısa müddette tamamlanan bu cerrahi süreç, hastalar açısından konforlu bir düzgünleşme süreci sundu. Kapalı ameliyat tekniğinin uygulanması sayesinde ameliyat sonrası ağrı minimal seviyede olurken, belden uygulanan ağrı kesici formülüyle hastalar ağrısız bir güzelleşme süreci geçirdi. Bir hafta hastanemizde müşahede altında tuttuğumuz hastalarımızı taburcu ettikten sonra, yaklaşık bir aylık müddette takip ve tedavisi tarafımızdan yakından izlenmektedir” dedi.
DEÜ MERKEZ OLACAK
Doç. Dr. Onur Yavuz ise Dokuz Eylül Üniversitesi olarak bu alanda merkez olmayı ve daha fazla hastaya şifa vermeyi hedeflediklerini kaydederek, “Bu ameliyatların Türkiye’de ve dünyada uygulanma sıklığı oldukça nadirdir. Bölgemizin referans hastanesi olması DEÜ’nün bu alandaki gücünü ortaya koymaktadır Bilimsel araştırma ve klinik uygulamalarla sıhhat alanında yenilikçi tahliller üretmeye ve toplum sıhhatine katkı sağlamaya devam edeceğiz” sözünde bulundu.
